25 Eylül 2017 Pazartesi

WARHAWK


Tanıtım için koyduğum resimler oyun hakkında ne kadar fikir verir bilemiyorum ama bu oyun 1988 yılından beri en çok oynadığım oyunlar arasında. Geçen bunca yıldan sonra hala son bölümü görememiş olmam da ayrı bir konu ancak gerçekten de son bölümleri aşılamaz görünüyor. Bir çok oyun zaman içerisinde daha kolay oynanabilir hale gelirken Warhawk zorluğundan taviz vermedi. Temel olarak baktığımızda bir uzay savaş uçağının pilotluğunu yapıyoruz ve uzayda asılı duran yüksek teknoloji ürünü dev savaş platformları üzerindeki hedefleri yok etme görevi icra ediyoruz. Platform üzerindeki üsleri bombalarken, yerdeki lazer topları da bu üsleri korumak için yoğun bir çaba içerisine giriyorlar. Aynı zamanda yine bu uzay platformu üzerinden kalktığını tahmin ettiğimiz savaş uçaklarının da tacizine maruz kalıyoruz. Oyun yüksek refleks kapasitesi gerektiren bir özelliğe sahip. Quickshot gibi hassas joysticklerle görevleri daha iyi icra etme şansımız var ancak fazla heyecanlandığımızda o pahalı Quickshotlara zarar vermemiz de mümkün. Benim lahsen hiç joystick kırmışlığım yok ama arkadaşlarımdan adeta kolu dağıtıp savaş gemisini onlarca defa platformun üzerine çakanlar çoğunlukta. 


Bombalamayı tamamladığımız her platformun sonunda "Bölüm sonu canavarı" olarak tanımladığımız yüksek kapasite silah gücüne sahip koruyucularla karşılaşıyoruz. Bu makineler ateş etme özelliğinin yanı sıra doğrudan intihar dalışlarıyla da kullandığımız savaş uçağına zarar verme eğilimi gösteriyorlar. Bu noktada avantajlı olduğumuz bir durum var. Kullandığımız savaş uçağı aldığı ilk darbede dağılıp yere çakılmıyor. Sağ alt köşede bulunan grafikle dayanıklılık sınırı gösterilen bir kalkanımız mevcut. Aldığımız her darbede bu kalkan giderek azalıyor ve sonunda da uçak kontrolden çıkıp çakılıyor. Bir önemli detay ise, düşman saldırıları arasında bize ekstra güç getirecek silahlar taşıyan yardımcıların varlığı. Onları diğer uçaklardan ayırmak çok zor çünkü olaylar fazlasıyla hızlı gelişiyor. Çoğunlukla o yardım getiren objeyi de vurup infilak ettiriyoruz ama denk getirdiğinizde bu obje ile bütünleşirseniz silah gücünüz iki katına çıkıyor. Bir mayına benzediği için ilk etapta hep uzak durduğumuz bu objelerle ilk temasta aslında düşman olmadığını anlıyoruz. 


Warhawk, grafik özellikleri ile dikkat çektiği kadar müziğiyle de göz dolduruyor. Rob Hubbard tarafından yazılan beste, 8bit makinelerde duyabileceğimiz en iyi örneklerden birisi. Commodore 64'ün dört kanal ses özelliğini maksimumda değerlendirerek süper performanslı bir müzik sunan Warhawk, şüphesiz cihazın unutulmaz oyunları arasında yer alıyor. Oyunda kaybettiğinizde siyah ekran üzerinde, tam ortada küçücük "Game Over" yazdığında çıkan tek notalık melodi, insanın içini ürpertiyor ve gerçekten de kaybettiğinizi hissetmenizi sağlıyor. Hiç oynamadıysanız bir denemenizi tavsiye ederim. Oynamış olanlar da bu tanıtımdan sonra bir kez daha göz gezdireceklerdir diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder